Bözüyük

Bozüyük, Bilecik ilinin bir ilçesidir. İlçe (ekonomik, nüfus) olarak Türkiye'deki diğer bazı illerden büyük olan nadir ilçelerden biridir. Bilecik ilinin ekonomik, sosyal, siyasi kalbi konumundadır.


Bozüyük adı nereden geliyor ?

Bozüyük, yurdumuzun birçok yöresinde olduğu gibi adını bulunduğu yerin coğrafi özelliklerinden almaktadır. Şehir merkezinin kuzeyinde ve çevresindeki tepelere göre bozkır olan bir tepe bulunmaktadır. Şehre ismini veren bu tepe bir höyük'e benzediğinden ve bozkır olduğundan şehire "BOZHÜYÜK" denilmiştir. Hüyükler yığma topraktan yapılmış yapay tepeler olmalarına karşın buradaki tepe doğal olarak oluşmuştur. Bozüyük kırgız çadırlarına verilen addır.

 

Şehrin kuruluşu çok eski ve birçok uygarlıkların beşiği ve önemli yolların düğüm noktası olduğu için kurulduğu yerin çevresel ve coğrafi özelliğine uygun olarak Bozhüyük olarak anılmaya başlanmıştır. Türk ağız ve ses yapısına uygun olarak ve çabuk söylemeye yönelik şekilde "Bozhüyük" sözü zamanla "Bozüyük" olarak biçimlenmiştir. Kaybolan "H" harfi yerine yine Anadolunun birçok yerlerinde bulunan hüyükler ve buna bağlı yerleşim yerlerinde aynı şekilde kaybolmuştur. Karayük, Üçüyük, Yeşilüyük vb.

Bozüyük 'ün Yeri ve Sınırları

Yurdumuzun kuzeybatısında Bilecik ilinin ilçesidir. Kuzeyinde merkez ilçe, kuzeybatıda Pazaryeri ilçesi, Kuzeydoğuda Söğüt ilçesi, doğudaEskişehir'in İnönü ilçesi, güneyde Kütahya'nın merkez ve Tavşanlı ilçeleri, güneybatıda Domaniç ilçesi ve batıda İnegöl ilçesi ile komşudur.

 

İlçenin yüzölçümü 928 Km2 olup, denizden yüksekliği 740 metredir.

Bozüyük 'ün Yeryüzü Şekilleri
Dağları

 

Yükseklikler genellikle ilçenin bat ve güneybatısında yer alır. Batı da Yirce dağında Üçtepeler in yüksekliği 1790 metredir. Güneybatıda Kala dağınınyüksekliği ise 1906 metredir. Doğuda Metristepe 1307 metre, batıda Çamyayla tepesi 1322 metre, Güneyde Kandilbayırtepesi 1320 metre ve kuzeyde 900 metre ile Kızıltepe ilçenin yükseltilerini oluştururlar.

Ovaları

 

Kızıltepe ve Boztepenin güney eteklerindeki neojen çanağının yanından uzanarak yaklaşık 60 km²'lik bir alanı kaplayan Bozüyük ovası, kuzeybatıda daralarak Karasu vadisine uzanır. Ova, güneyde genişleyerek, bir yandan İnönü - Kandilli düzlüğüne, diğer yandan Karaağaç ve Akpınar köylerinin kuzeyindeki sırtlara kadar devam eder. Ova 3. zaman neojen kayalarla örtülüdür.

Yaylaları

 

İlçenin güneybatısında yer alan Kömürsu ve Batan yaylaları ilçenin belli başlı yaylalarıdır.
Bozüyük 'ün akarsu ve gölleri

 

Dikilitaş Deresi: Akpınar köyünün kuzeyindeki Hüsümler ovasındaki Sazpınar kaynaklarından çıkan dere doğu - batı yönünde akışını sürdürerek Bozüyük içinden geçer, Bursa yol kavşağında Karasu ile birleşir.

 

Karasu: İlçenin Bozalan Köyü yakınından doğan Karasu, Bozüyük'ten Dikilitaş deresini alıp, Ankara İstanbul demiryolunu izleyerek Pazaryeri'nden Sorgun deresini Batıdan Selöz , Hamsu, Bekdemir derelerini, doğudan Kızıldamlar çayını alır, Osmaneli yakınlarındaki Paşalar boğazından 500 metre sonra Sakarya nehri ile birleşir.

 

Sarısu: İlçenin güneybatısındaki Yeşildağ'dan doğan sarısu, kuzeye doğru akışını sürdürür. Üzerinde Darıdere Barajı kurulmuştur. Kandilli köyü yakınlarından ilçe topraklarını terk ederek Eskişehir topraklarında Sakarya nehrinin bir kolu olan Porsuk çayı ile birleşir.

 

Darıdere Barajı - Yapay Göl: Sarısu üzerindedir. Taşkınları önlemek ve sulama yapmak amacıyla inşa edilip 1976 yılında işletmeye açılmıştır. Baraj, toprak dolgu tipindedir. Barajın temelden yüksekliği 33.40 metre, depolama hacmi ise 35 milyon m³ olup, göl alanı 245 hektardır.

Bozüyük 'ün İklimi ve Bitki Örtüsü

 

Bozüyük, Ege Bölgesi sınırlarında kalan Kütahya sınırındaki küçük bir bölge hariç Marmara Bölgesi sınırları içinde kalır. Ancak İç Anadolu Bölgesi'nde görülen karasal iklimin etkisi altındadır. Kışları oldukça soğuk ve yağışlı,yazları sıcak ve kuraktır. Yağışlar genellikle kış aylarında ve kar şeklinde olmaktadır. Don ve kırağı olayının fazla olduğu aylar, Ocak ve Şubat'tır. Don ayları Kasım ayı ortalarında başlar Nisan ortalarına kadar devam eder.

 

Dağlık alanlar genellikle koruluk durumundaki ormanlarla kaplıdır. Bu ormanlarda 1000 metreyi aşan bölümlerdeki egemen ağaç türleri karaçam, kayındır. Platolar üzerinde yer yer topluluklar oluşturan karaçamlara karşın daha alçak kesimlerde kızılçam ve meşe türlerine rastlanmaktadır. Yirce dağının 1500 metreyi aşan kesimlerinde köknar türleri ile birlikte ardıç ağaçlarıda yer almaktadır. Alçak ve düz alanlarda otsu bitkiler ile çalılıklar görülür.

Tarihçe

 

Asya ile Avrupa arasında doğal bir köprü görevi gören Anadolu'nun hemen her köşesi bu önemle jeopolitik konumu nedeniyle, ilk çağlardan bu yana hareketli ve zengin bir tarihe sahiptir. İlkçağlardan beri bu bölgede sırasıyla Hititler'in, M.Ö. 1200 yıllarından sonra balkanlardan gelen Frigyalılar'ın bölgeye egemen olduğu şimdiki İçköy, Yaylacık ve Manişar olarak adlandırılan kesimlerde tarihi Mina şehrinin kurulmuş olduğunu antik kalıntılardan anlaşılmaktadır. Bölgedeki yaklaşık 600 yıllık Frig egemenliğine doğudan kafkaslardan gelen Kimmerler son vermişlerdir. Kimmerlerin yaklaşık 1 asırlık egemenliğine de batıdan gelen Lidyalılar son vermiştir.

 

Bundan sonraki asırlarda sırasıyla bölgeye doğudan gelen Persler ile batıdan gelen Büyük İskender komutasındaki Makedonyalılar egemen olmuştur. İskender imparatorluğu parçalanınca bölgede uzun yıllar bu imparatorluğun parçası olan Bitinyalılar yaşamıştır. Sonraları Roma İmparatorluğu egemenliğine giren bölge M.S. 395 yılından sonra Doğu Roma yani Bizans egemenliğine katılmıştır. Bu yıllarda Bozüyük'ün adının lamunia olduğunu bilinmektedir.

 

600 - 720 yılları arasında bölge, İstanbul'u almak için gelen Arap Emevi kuvvetlerinin geçit yeri olmuştur.

 

1071 yılında doğudan gelen Selçuklu Türkleri'nin Malazgirt Savaşı sonucu, Bizans İmparatorluğuna yenilgiye uğramasıyla Bozüyük ve çevresi Selçuklu Türkleri'nin egemenliğine geçmiştir.

 

Bundan sonra da bölge sık sık el değiştirmiştir. Daha ilerki yıllarda (M.S. 11.asır ve daha sonra) haçlı seferlerinde özellikle 1.Haçlı seferinde bölge zaman zaman Hristiyanla Müslümanlar arasında el değiştirmiştir. Bu konudaki en yakın tarihi olay Eskişehir yakınlarındaki 1097 yılında yapılan Haçlı komutanı Godefdoit ile Selçuklu Hükümdarı Kılıçarslan arasındaki Dorylaion savaşıdır.

 

Selçukluların Anadolu'ya egemen olması ile birlikte Bozüyük Sultanönü uç beyliğinin bir Kariye'si (köy) idi. Selçuklu hükümdarı II. Gıyasettin Mesut'un 1289 taihinde Osman beye gönderdiği 2. menşurunda Eskişehir'den Yenişehir'e kadar olan bölgeyi bir sancak kabul edip Osman beye vermesiyle Bozüyük'te o tarihten itibaren Osmanlı egemenliğine girmiştir.

 

1525'ten önce bugünkü Bozüyük'ün yerinde Çayköy, Arıklar, İçköy ve Atkaydı köyleri bulunmaktaydı.

 

Osmanlı devletinde gerek sınırlarda savaşan orduların, gerekse cepheye giden orduların yol boyunca beslenmesini de halka yüklemiştir. Bu amaçla ordunun hareketinde önce izleyeceği askeri yol, kısa bir süre için dinleneceği noktalar belirlenmekte ve bu yerlerde ordunun yiyecek ve yem olarak kullanacağı zaire miktarı saptanarak kadınlardan bunları sağlaması istenmekteydi. Kanuni Sultan Süleyman'ın Bağdat seferine çıkacak Kasım Paşa komutasındaki ordusunun Bozüyük'te konaklayacağı haberi gelince, ordunun ihtiyacı olan erzak karşılanır. Kasım Paşa bu yardımlardan çok memnun kalır. "Eğer savaşı kazanıp dönersem bu dört köyün ortasına bir cami yaptıracağım." der. Savaştan zaferle dönen komutan sözünü tutup cami ve külliyeyi (han, hamam, yemekhane, sıbyan mektebi gibi eklentileri) 1525 - 1528 yılları arasında yaptırır. Cami ve külliyenin yapılmasıyla birlikte bu dört köy halkı birer ikişer şimdiki Kasımpaşa Mahallesinin bulunduğu yerde toplanarak bu günkü BOZÜYÜK'ü oluştururlar.

 

Bozüyük uzun yıllar Sultanönü sancağının Kariyesi durumunda kalmıştır. 93 Harbi diye bilinen 1877 - 1878 Osmanlı - Rus savaşlarından sonra Balkanlardan kaçarak Anadolu'ya göç eden Türklerin büyük bir bölümünün Bozüyük'te yerleşmeleri sağlanınca nüfus artmış, daha sonra bucak ve belediye kurumları kurulmuştur.

 

Bozüyük'ün bucak durumuna getirilmesinin ilginç bir öyküsü vardır. Rivayete göre Bozüyük'ün ileri gelenleri buranın bucak olması için aralarında anlaşarak İnönü bucak müdürünü kaçırmayı planlarlar. Daha önceden müdürün oturacağı resmi dairesi ve evi hazırlanır. Bir gece geç saatlerde atlı arabalarla İnönü'ye giderek bucak müdürünü kaçırıp Bozüyük'e getirirler. Ertesi gün müdürün kaçırıldığını anlayan İnönü'lüler durumu yetkililere bildirirler. yetkililer bu duruma çok şaşırır. Çünkü böyle bir olay o zamana kadar ne duyulmuş ne de görülmüştür. Bir taraftan da Bozüyük'lülerin bu hareketi çok hoşlarına gider. İnönü'lülere yeni bir bucak müdürü sözü vererek kaçırılan müdürün Bozüyük'te kalmasını sağlarlar. Bu olaya kadar Söğüt kazasının İnönü bucağına bağlı köydü.

 

Böyle bir yöntemle bucak merkezi olan Bozüyük, önce Söğüt'e bağlandı. 1885 te Ertuğrul livası kurulunca Söğüt'ün bucağı olarak bu livaya bağlandı. 1924'te iller teşkilatının kurulması ile Söğüt'e bağlı bucak olarak Bilecik iline bağlandı. 1926'da İnönü bucağını kapsayacak biçimde, Bilecik'in ilçesi olmuştur. 1963'e kadar Bozüyük'ün bucağı olan İnönü, o yıl Eskişehir'in merkez ilçesine bağlanmış, sonunda 1987'de Eskişehir'in ilçesi olmuştur. 1995 yılında Söğüt'e bağlı Düzdağ, 1997 yılında yine Söğüt'e bağlı Metristepe (Doruk) köyleri Bozüyük'e bağlanmıştır.

 

Kurtuluş savaşında batı cephesinin ilk kuruluş günlerinde (18 Haziran 1920) Bozüyük bir müddet cephe karargahı olmuş ve halkın gösterdiğivatan sevgisi ve fedakarlıkla 1920 Haziranında başlayan ve Bursa'nın düşmesiyle sonuçlanan ilk düşman taarruzunun Eskişehir'e doğru ilerlemesini durdurmakta ordumuz için bir dayanak olmuştur. 1. ve 2. İnönü Savaşlarında, 9 Ocak 1921- 14 Mart 1921, 26 Mart - 1 Nisan 1921 arasında kısa süreli Yunan işgaline uğrayan Bozüyük, 12 Temmuz 1921'de 3. kez Yunan işgaline uğramış, 4 Eylül 1922'de harap bir halde işgalden kurtulmuştur.

Nüfus

 

İlçenin nüfusu 31.12.2010 tarihindeki ADNKS verilerine göre 66.255'dir. Bunun 57.491 'i ilçe merkezinde, 8.764'ü ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır. İlçe merkezi altı mahalleden oluşmaktadır.

İlçe bağlısı olarak merkez hariç olmak üzere ilçe merkezine bağlı; 2 belde, 44 köy ve 5 mahalleden (Dördü Dodurga'da, biri Cihangazi'de) oluşmaktadır.

Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası Kişisel Verilerin İşlenmesine İlişkin Aydınlatma Metnine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Devam etmeniz halinde, kabul etmiş olursunuz.

Tamam
Whatsapp ile İletişime Geç